ELMA KÜLLEMESİ

 

      Hastalık, filizlenmeden (gözlerin kabarmasından) hemen sonra yeni sürgünlerde, yapraklarda, özellikle yaprakların alt yüzeyinde, çiçek ve çiçek tomurcuklarında, sürgün uçlarında beyaz unlu bir tabaka şeklinde görülür. Hastalıklı yapraklar gelişemez, yavaş yavaş kahverengi bir renk alır, daha sonra büzülüp kıvrılır ve kururlar. Çiçek taç yaprakları ise, yeşil bir renk alır, gelişemez, cılızlaşır ve sonunda kururlar.

Etmeni : Elma küllemesi hastalığın Podosphaera Ieucotricha mantarı yapar. Mantar (mysel) olarak; kışı odun veya meyve sürgünlerinin hemen hemen uç gözlerinde geçirir. (Yani yaprak ve meyve tomurcuklarında) hastalığa yakalanmış gözler, daha ince ve kurumuş görünümünde biraz açılmış vaziyettedirler. Hastalıklı tomurcuklar, sağlamlara nazaran daha geç açarlar. İlkbaharda gözlerin patlamasıyla birlikte külleme hastalığı da görülmeye başlar. Yaprak ve çiçekler üzerinde görülen un şeklindeki tabaka, sayısız (yaz sporları) ihtiva ederler.

Bu sporlar, rüzgar yardımıyla sıhhatli yaprak ve sürgünlere geçerek, uygun çoğalma şartlarında bilhassa yeterli ısıda çimlenerek ikinci enfeksiyonu husule getirirler. Bulaşma ne kadar erken olursa, elma çiçeği henüz daha açmadan hastalığa yakalanır. Bilhassa, erken filizlenmeden sonra ve soğuklar sebebiyle yavaş gelişme, hastalığın ikinci enfeksiyonunu kolaylaştırırlar. Yaşlı yaprak ve sürgünler hastalığa yakalanmazlar, elma çiçeklenme esnasında gelecek senenin meyve tomurcuklarına hastalık erkenden bulaşmış olur. mantar sporlarının gelişmesi için yağmur gerekli değildir.

Ekonomik Önemi : Hastalık, son yıllarda yapmış olduğu önemli zararlardan dolayı önem kazanmıştır. Eskiden, yalnız sıcak ve kuru bölgelerde, bazı önemsiz zararlara sebep olmaktaydı, hastalık fidanlıklarda da tehlikeli olabilir.

Mücadelesi : Hastalığın ilkbahar ve yaz aylarında, gelecek yılın tomurcuklarına bulaşmaması için ilaç uygulanır. İlâçlamaya, gözlerin patlama devresinden (filizlenmeden) hemen sonra başlanmalıdır. Sürgünün büyümesi ve gelişmesi nihayete erinceye kadar (tahminen Temmuzun ilk haftasında biter) 7-10 günlük muntazam aralıklarla ilâçlamaya devam edilir. Hastalığa karşı yalnız kimyevi mücadele değil, bunun yanında toprak bakımı, gübreleme, bilhassa potas çok önemlidir. Ağaçlar birbirlerine çok yakın dikilmeyip böylece iyi bir hava dolaşımı mümkün kılınmalıdır. Kış budamalarında son göz 2-3 yan göz dahil hasta dallar kesilmelidir. Gözlerin kabarmağa başlamasından sonra, çiçekten önce küllemeye tutulmuş sürgünler atılmalıdır, hatta yazın ikinci enfeksiyon sonunda ortaya çıkan küllemeli sürgünler de kesilmelidir.

 

Erwinia amylovora
Ates Yanikligi
Hastalık etmeninin genel özellikleri:


Erwinia amylovora (Burrill) Winslow bakteriyel hastalik etmeni olup, özellikle armut ve elmalarin en tahripkar hastalik etmenidir. Ates yanikligi bitkilerin çiçek, sürgün, dal ve bazen de tüm agaçlari etkilemektedir. Hastalik etmeni önceki yildan kalan kanserli dokularin kabuklarinda kis gibi olusuz geçirir. Bakteriyel etmen baharda önceki yillardan kalan kanserli dokulardan exudat (sivi) salgilar ve bu sivi ari ve diger polen tasiyan böcekler ve yagmurlar ile ayni ya da farkli bitkinin tüm organlarina tasinmaktadir. Yaz aylarinda da hava kosullari uygun oldugu zaman sekonder infeksiyonlar yeni gelisen sürgünlerde, yaparaklarda ve dallarda gerçeklesebilir. Infekteli sürgün, meyve ve yagmur sulari ile dagilan bakteriyel sivi bakterinin en önemli inokulum kaynaklaridir. Bakteriyel etmen ayni zamanda budama diger çalisma aletleri ile de yayilabilir. Konukçularindan bazilari; armut, elma, ahlat, bögürtlen, quince, cotoneaster, hawthorn, pyracantha, ve mountain ash' dir. Elma ve armut ekonomik olarak en önemli konukçularindandir. Hastaligin ortaya çikisida bir yildan diger yila göre oldukça büyük bir degiskenlik göstermektedir. Bu durumu etkileyen faktörlerden bazilari; Yesil gelisen doku miktari, beslenme ve kültürel islemler, sicaklik, yagmur, yüksek nem orani ve düsen dolu miktaridir. Asiri nitrojen gübrelemesi, güzislemleri ve agir kis budamalari baharda bitkilerin asiri sekilde yeni (yesil) gelismelerini artirmaktadir. Oysa uygun sekilde budanan ya da islenen agaçlar daha yavas gelisecek ve yaz ortalarina dogru yeni gelismeler duracaktir. N-P-K ve kalsiyum arasinda dengeyi koruyacak gübreleme islemleride asiri gelismeyi engelleyecektir. Kullanilan anaçlarin biraz zayif olmasida vejatatif gelismeyi azaltacagi için tercih edilmelidir. Kontrollü gelisme özellikle Jonathan, Granny Smith, ve Gala gibi çesitlerde herzaman dikkat edilmelidir. Sicaklik ve hava kosullarida hastaligin ortaya çikmasini etkiler demistik, fakat infeksiyonun ortaya çikmasi için bazi kriterlere baglidir, bunlardan bazilari;
- Çiçekler açilmis olmali,
- Çig ya da yagmur 0,3 mm dem daha fazla olmali, çiçeklenme süresince ortaya çikan düsük nem ve kuru havalarda daha az enfeksiyon meydana gelmektedir.
- Ortalama günlük sicaklik 15 °C ve üzerinde olmalidir. Hastaligin ortaya çikmasini tesvikleyen diger bir olayda dolu gibi dogal afetlerdir yani dolu tarafindan açilan yaralarda bakteriyel etmen için giris yerleridir. Dolu zararindan sonra hava kosularida iyi uygun olursa, hastaligin ortaya çikma riski de böylece artar.


Hastalık Etmeninin Belirtileri (Simptomları):


Hastaliktan etkilenen bitki dokulari ates ile kavrulmus gibi bir görünüm alir. Sulumsu bir bakteriyel sivi (ooze) infektelenen dokulardan salgilanir ve hastalik tüm agaçlari öldürebilir. Çiçek yanikligi çogunluklaa baharda görülen ilk hastalik belirtisidir. Tek bir çiçek ya da tüm çiçek kümesi hastalanabilir. Çiçekler ilk önce suyla islanmis gibi bir görünüm verir, daha sonra solar, burusur ve kahverengi ya da siyaha döner. Bakteriyel etmen daha sonra tüm çiçek aksamini öldürerek sap kisimlarindan asagi dogru ileler. Infektelen genç meyvelerde siyaha döner, kurur, burusur ve dökülmeden agaca bagli olarak kalirlar. Sicak, nemli havalarda da bakteriyel bir akinti infekteli dokularda görülür. Henüz daha yesil olan dal ve sürgünlerde de görülen hastalik belirtileri çiçeklerde ortaya çikan hastalik belirtilerine benzerdir, fakat patojen hizla asagi dogru ilerler ve bir kaç gün içerisinde infeksiyon noktasindan itibaren 15-30 cm kadar olan kisimini öldürebilir. Infekteli olan sürgünlein ya da ince dallarin uç kisimlari ise genelllikle çoban sopasi gibi bir sekilde egilmektedir. Enfeksiyon daha büyük dallarda meydana gelir ise tüm bir dali kusatir ve infeksiyonun yukarisindaki yesil aksam dallara ve sürgünlere bagli kalmaktadir. Patojen yanik olan çiçek, dal ve sürgünlerden ana gövdeye dogru ilerleme gösterebilir. Hastalik gelisimine uygun olmayan kosullarda ise hastalikli dokularin kaidesinde kanserler meydana gelir ve bu kanserlerin büyüklükleri farkli olup, hafifçe çökük ve bazen kabukta olusan çatlamalar ile kusatilmaktadir. Hava kosullari tekrar elverisli olmaya baslayinca hastalik etmeni asagidogru ilerlemesine devam eder ve tüm bitki hastaliktan ölebilir.

Mücadelesi
Kültürel mücadele

1. Dayanikli kültivarlarin kullanimi.
2. Kis budama zamnalarinda Hastalikli kanserler, infekteli olan dal ve sürgünler hastalik etmeninin bulunmayacagi tahmin edilen yere (30-50 cm) kadar budanmali ve artiklar imha edilmelidir.
3. Meyve bahçelerinde böcek kontorü yapilmali ve kontrol altina alinmali.
4. Meyve bahçeleri iyi drenajli topraklarda kurulmali.
5. Meyve agaçlarinda asiri yesil aksam olusturacak asiri gubreleme ve derin budama gibi uygulamalatdan sakinilmali.
6. Budama alet ve ekipmanlari dezenfekte edilmeli (Hidroklorur=çamasir suyu).
7. Dengeli beslemeye önem göstermeli.
8. Yabanci ot olan Crataegus ile mücadele edilmeli.


Kimyasal mücadele


Hastalik etmenine karsin etkili bir kimyasal mücadele hastaligin ortaya çikmasini etkileyen risk faktörlerine ve hava kosularina baglidir. Meyve bahçelerinde infeksiyonlar çiçekler açtiktan sonra 15 °C' nin üzerindeki sicakliklarda baslamaktadir. Bundan dolayi ilk ilaçlama çiçeklenmeden önce baslanmali ve hava kosullarina ve diger faktörlere bagli olarak ilaçlamaya devam edilebilir. Bakir içeren ilaçlamalardan özellikle gözlerin uçlari gümüs renginde görülmeye baslayinca kaçinilmalidir. Hastalik etmenine karsi bakir terkipli ilaçlar ve antibiyotikler tavsiye edilmektedir.
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarina göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar(100 Litre su için):
Bakir oksiklorid+Maneb WP 37,5+20% (400 g)
Bordo Bulamaci SIVI (1000+2000 g)
Fosetyl Al WP 80% (40 g)

 

Glomerella cingulata
Aci Çürüklük
Hastalık etmeninin genel özellikleri:

- Glomerella cingulata (Stoneman) Spauld. & H. Schrenk (anamorph:Colletotrichum gloeosporioides(Penz.) Penz. & Sacc.in Penz.)
- C. acutatum J. H. Simmons fungal hastalik etmenleri olup, bir çok meyve agaçlarinda, özellikle elmalarda aci çürüklük hastaligana neden olmaktadir. Hastalik etmeni kis gibi olumsuz kosullari mumyalanmis meyvelerde, ölü ve hastalikli bitki materyallerinde geçirmektedir. Hastalikli bölgelerde üretilen sporlar yagmur, rüzgar, ve böçekler yardimi ile etrafa dagilir ve yeni infeksiyonlari baslatirlar. Hastalik etmeninin eseysiz üremesi sonucunda meydana gelen sporlar daha önemlidir. Eseysiz üreme sporlarin dagilimi suya bagimli olurken, eseyli üreme sporlari ise suya bagimli degil, hava kökenlidir. Spor çimlenmesi için optimum sicaklik 26 °C' dir ve infeksiyon 5 saat içerisinde gerçeklesebili. Infeksiyon süresince bitkilerin nemli olarak kalmasi hastaligin ortaya çikma sansini artirmakatdir. Bundan dolayi hastalik epidemisi genellikle nemli, sicak havalarin süresine bagli olmaktadir. Bu enfeksiyonlarda gelisme sezonun sonlarina dogru olur. Sicak ve sisli havalarda asiri kayiplar ise meyve bahçelerinde artar. Hastalik etmeni baglarda da hasata yakin zamanlarda meyve çürüklügüne neden olur ve son zamanlarda önemli meyve çürüklük hastaliklarindan biri olmaktadir. Çürüme meyvenin tamamini ya da bir kimini kapsamakta ve yüzeylerinde pempe ya portakal renginde spor yiginlari görülmektedir. Meyve enfeksiyonlari meyve gelisimin her devresinde görülür, fakat yesil iken infektelen meyveler olgunlasma baslayinca çürümez. Infekte olan meyvelerde çürümeler meyveler olgunlasirken baslar. Hastalanan meyve üzerinde de binlerce spor ürer, üreyen bu sporlar diger meyvelere de yayilir ve yeni infeksiyonlar hizla tüm meyveler üzerinde gerçeklesir. Elmalarda hastaliga neden olan etmen sadece meylerde hastaliga neden olmaz, hastalik agaçlarin yaprak ve dallarinda da zararlar meydana getirmektedir.
Hastalık Etmeninin Belirtileri (Simptomları):
Meyve infeksiyonlari çiçeklenmeden sonra meydana gelir ve yaz sonlarina kadar belirsiz kalan gri kahverengi benekler seklinde görülür. En zarar verici meyve enfeksiyonlari çiçekler taç yapraklari döküldükten sonra olur. Küçük, çökük, kahverenkli lezyonlar olusur ve bunlar kirmizi bir hale ile kusatilir. Olusan bu haleler özellikle yesil ve sari meyvelerde daha belirgindir. Lekeler 2.5 cm çapinda iken, fungus küçük, siyah spor ousturan yapilarini meydana getirir, bunlar toplu igne basi büyüklügünde ve hastalikli alanin içerisinde olusmaktadir. Nemli havalarda krem ve pempe spor partikülleri lezyonun yüzeyinde görülmeye baslar. Lezyonlar genislerken, çürüklük V- biçimli bir sekilde meyve özüne dogru gelisme gösterir. Çok yaygin olarak ortaya çikmayan yaprak lekeleri küçük kirmizi benekler olarak baslar ve lekeler düzensiz bir sekilde -12 mm büyüklügüne kadar ulasir. Asiri sekilde infeketelen yapraklar çogunlukla dökülmektedir.

Mücadelesi
Kültürel mücadele

1. Dayanikli kültivarlarin kullanimi.
2. Hastaliktan ari, sertifikali fide ve fidanlarin kullanimi.
3. Infekteli bitki artiklari yok edilmeli, özellikle mumyalasmis meyveler toplanmali.
4. Hastalikli dallar budanmali ve imha edilemeli.
Kimyasal mücadele
Kimyasal ilaç olarak mancozeb, ziram ve captan gibi ilaçlar tavsiye edilmektedir.

 

 

Pseudomonas syringae pv. papulans
Kabarcik Yaprak Lekesi
Hastalık etmeninin genel özellikleri:

Pseudomonas syringae pv. papulans (Rose) Dhan. bakteriyel bir hastalik etmeni olup, özellikle Mutsu (Crispin) kültüvarlarin meyvelerini etkileyen bir hastalik etmenidir. Hastalik etmeni diger kültivarlarda da hastalik meydana getirir, fakat ekonomik zararini bu kültivarda daha fazla yapmaktadir. Bakteriyel patojen meyveler üzerinde görünümü bozan lekeler olusturmakta, böylece meyvelerin pazar degerini düsürmektedir. Hastaligin siddeti bahçeden bahçeye ve yillara göre degisir, bu durum patojenin populasyon yogunluguna ve iklim kosullarina ne derece bagli oldugunu göstermektedir. Hastaligin ilk belirtileri Temmuz ayi baslarindan itibaren görülmeye baslar ve meyvelerin lentiselleri (dogal açiklik) üzerinde siskin kabarçiklar seklinde ortaya çikmaktadir. Bu kabarciklar daha sonra mor siyah bir renk alir ve büyüklükleri hasatta 1-5 mm ' ye kadar büyümektedir. P. syringae pv. papulans Mutsu kültivarlarinin asil olarak dormant gözlerde ve yere düsen meyvelerde kis gibi olumsuz kosullari geçirir. Baharda, yesil aksam ve çiçekler görülmeye baslayinca bakteriyel etmen yapraklar, çiçekler ve daha sonra meyvelerde latent (duragan) halde kalmaktadirlar ve genellikle hastalik belirtileri agaçlarin tüm organlarinda hemen hemen yok gibidir. Bu esnada bakteriyel etmen çogalir ve yagmur ve böcekler ile etrafa (yabanciotlarda dahil olmak üzere) dagilirlar. Yonca, leafy spurge, dandelion, quackgrass ve common mallow gibi yabanciotlarinn yapraklari üzerinde de bakteriyi barindigi bildirilmektedir. Bahar ve erken yaz boyunca sicak, nemli veya yagisli ortamlar bakterilerin bulunduklari ortamlarda populasyonlarinin artmasina neden olur. Bakteriyel populasyondaki bu artis yaprak ve meyvelerin yeni infeksiyonlar ile sonuçlanir. Meyve enfeksiyonlari çiçek taç yapraklari döküldükten kisa bir süre sonra, dogal açikliklardan gerçeklesir. Bu dönemden sonra meyvelerdeki lentiseller (dagal açiklik) gelisir ve artik bakteriyel etmen meyveleri infekte edemez. Bir çok kültüvar suni olarak enfeksiyonlara hassas olurken, dogal kosullarda sadece bir kaç kültivar hastaliga yakalanmaktadir, bunlardan bazilari; Golden Delicious, Red Delicious, Cortland, Puritan, ve Rome Beauty ve bu kültüvarlarda sadece Mutsu kültüvarlarina yakin yerlerde yetistirildiginde hastaliga yakalanmaktadir.
Hastalık Etmeninin Belirtileri (Simptomları):
Hastalik belirtileri temmuz ortalarinda veya sonlarina dogru meyve lenticellerinin bulundugu alanlarda ilk olarak sinirlanmis küçük lekeler seklinde görülür. Olusan bu lekeler hasat zamanina dogru genislemekte ve 1-5 mm büyüklügüne ve 1-2 mm derinligine kadar ulasmaktadir, lekeler koyu mor bir kenarli siskin kahverengi merkezli bir kabarçik seklini alir. Lekeler düzensiz bir görünümde, ama genellikle yuvarlaktir. Bu lekeler meyvelerin günese maruz kalan ve çiçek ucu kisimlarinda daha yogun olarak görülmektedir. Bir meyve üzerinde bir ile 100 arasinda degisen bir lekeye rastlanabilir. Lekeler yüzeysel olarak kalir, meyvenin çürümesine neden olmamaktadir. Bazi ülkelerde hastalik belirtisi yaprak damarlarinda nekrosis olarak da görülmekte ve etkilenen yapraklar deformasyona neden olur.

Mücadelesi
Kültürel mücadele


1. Dayanikli kültivarlarin kullanimi.
2. Meyve bahçelerinde iyi bir yabanciot kontrolü yapilmali.
3. Hastaliktan ari fidanlarin kullanimi.
4. Meyve bahçelerinin özellikle meyvelerin hassas oldugu dönemlerde asiri sulamadan kaçinilmali.
Kimyasal mücadele
Hastalik etmeninin problem oldugu yerlerde genel olarak bakirli preparatlar ve bordu bulamaci önerilebilir.
 

Venturia inaequalis
Kara Leke
Hastalık etmeninin genel özellikleri:


Venturia inaequalis (Cooke) G. Wint. (anamorph:Spilocaea pomi Fr.:Fr.) fungal hastalik etmeni olup, kontrol altina alinmazsa ekonomik olarak elmanin en önemli hastaliklarinin basinda gelir. Hastaliktan dolayi, özellikle bahar ayalarinin serin ve nemli geçtigi bölgelerde verim kaybinin %70 ve üzerine çiktigi bildirilmektedir. Ürün kayiplari direk olarak meyveye olacagi gibi, asiri sekilde yaprak dökülmesiyle mevve kalite ve kantitesine düsmesine neden olmaktadirlar. Bu kayiplara ek olarak meyve görünüsünü de bozamakta ve meyvelerin pazar degerleri azalmaktadirlar. Kara leke hastaligi olarak bilinen fungal etmen kis gibi olumsuz kosullari gözlerde konidi ve misel olarak, yere dökülen meyve ve yapraklarinda ise perithecium (pseudothecia:eseyli üreme organi) olarak geçirmektedir. Bahar aylarinda perithecium olusan ascosporlar inokulumun ana kaynaklarini olustururlar. Bir çok bölgede ilk enfeksiyonlar ascosporlar ile yaklasik olarak gözlerin açilma zamaninda veya hemen açildiktan kisa bir süre sonra olmaktadir. Yere dökülen yaprak ve meyvelerde ascosporlar zamanla olgunlasmakta ve yeni infeksiyonlar 5-9 hafta boyunca devam etmektedir. Infeksiyonlarin ortaya çikmasi için gerek duyulan süre ise nemli havalarda infektelen organin islak kalma süresine ve ortam sicakligina baglidir. Yapraklara ulasan ascosporlarin burada çimlenip, penetrasyon yapabilmesi için uygun sicaklik ve nisbi nem bulmasi gereklidir. Sporlar 13-21 °C ve %99 nisbi nemde en iyi olarak çimlenirler. Genç yapraklar 5. ve 8. gününe kadar infeksiyonlara oldukça hassastirlar, ama yaprak altlari geç sezonlarda da enfeksiyonlara maruz kalabilir. Meyve infeksiyonlari için gerek duyulan süre ise meyve yasi ile artma egilimindedir, yani hasat sonuna kadar meyveler infekte olabilirler. Fungal etmen yaprak ve meyveye yerlestikten sonra, lekelerin üzerinde fungusun konidipsorlari olusmakta ve bu sporlar sezonun kalan süresi içerisinde sekonder inokulum kaynagi olusturmaktadirlar. Konidisporlar gelismekte olan yapraklara ve meyvelere su siçramalari ve rüzgar ile dagilmaktadir. Konidi devresinde enfeksiyonlar devamli ve tekrarli bir sekilde yeni infeksiyonlara ve hastaligin genis bir alanlara yayilmasina neden olur. Hastaligin bu sekilde yayilmasi hava kosullari, bitkinin hassasligina ve inokulum kaynagina bagli olmaktadir. Yaz enfeksiyonlarini olusturan konidisporlar 2-30 °C sicaklikta çimlenebilir, optimal çimlenme sicakligi ise 8-10 °C dir. Bu sporlarin enfeksiyonlari özellikle kurak geçen bölgelerde ascospor infeksiyonlari kadar önemli olmayabilir.
Hastalık Etmeninin Belirtileri (Simptomları):
Karalekenin en belirgin ve tahripkar devresi yaprak ve meyveler üzerinde görülür. Yapragin her iki tarafinda da görülen lezyonlar, genellikle önce alt tarafta gelisir. Lezyonlar yaprak ayasindan biraz daha koyu, zeytin yesili bir renktedir. Yaslandikça koyu kahverengi veya siyaha döner ve kadifemsi bir görünüm kazanir. Daha sonra lekeler genisler ve nekrotik bir hal alir. Yapragin üzerinden görülen lekeler ise daha bariz ve daha kesin hatlara sahiptir. Alt yüzeyindeki lekeler ise daha kesin olmayan bir görünüme sahiptir. Lekelerin oldugu bölgelerde yaprak düzgünlügü kaybolabilir ve hafif bir deformasyona neden olunabilir
Meyve üzerindeki lekeler ise koyu bir renktedir ve hastaligin genislemesi yapraktakilerden daha yavastir. Leker zamanla orta kisimdaki kadifemsi görünümü kaybeder, kahverengi bir renk alir ve suberinlesir. Gevsek bir yapida olan meyve kutikulasi koyu renkli lekelerin etrafinda beyazimsi bir bant olusturur. Meyveler olgunlasmadan önce hastalanirsa, gelismede düzensizlik ve lekelerin bulundugu kisimlarda oransiz büyümelerden dolayida çatlamalar meydana gelir.

Mücadelesi
Kültürel mücadele


1. Dayanikli kültivarlarin kullanimi.
2. Hastaligin ana inokulum kayanagi yere dökülen yaprak ve meyvelerdir. Hastalik ile iyi bir mücadele yapilmak isteniyorsa bunlarin toplanip yok edilmesi gerekmektedir. Yada bu bitki artiklari derin bir sürümle toprak altina gömülebilir veyahutta toprak dinitro birlesikler ile ilaçlanabilir. Bu tür önlem hastalgi tam olarak ortadan kaldirmaz, ama hastaligin inokulum kayanaginda büyük bir azalma görülür.
3. Hastalikli dallar, özellikle siracali dallar budanarak uzaklastirilmali ve yok edilmelidir.
Kimyasal mücadele
Hastalikla kimyasal m&ücadelede basarili olmak için her seyden önce deneyimli, kontrollü ve iyi bir gözleme ve gözlemciye baglidir. Özellikle elma yetistiriciligi yapilan bölgede erken uyari sistemi varsa, bunu uygulayan yetkili kisilerin talimatlarina göre hareket etmekte fayda vardir. Çünkü hastalik ile etkin bir mücadele fungal etmenin ascosporlari olgunlasma ve çikis zamanlarinin belirlenmesine ve bitkinin fenolojik durumuna baglidir. Sporlarin ilk olgunlasma ve çikis zamanlari iyi tespit edilirse, bitkiler spor çikislarindan hemen önce koryucu bir fungisitler ile ilaçlanarak ilk enfeksiyonlardan korunulabilir. Agacin fenolojik durumu göz önüne ne alinarak da bir ilaçlama programi uygulanabilir. Buna göre Ilk Ilaçlama; gözler kabarmaya baslayinca (%2 ' lik bordo bulamaci olabilir), ikinci ilaçlama; gözler açildiktan sonra çiçek tomurcuklarinin kirmizi uçlari görülünce yapilabilir (% 1' lik bordo bulamaci olabilir), Üçüncü ilaçlama; çiçekler açmadan hemen önce (%1 ' lik bordo bulamaci olabilir) ve dördüncü ilaçlama; çiçek taç yapraklarinin %95 döküldükten sonra yapilabilir. Bu ilaçlamalardan sonra yapilacak diger ilaçlamalar hastaligin durumuna ve geçen iklim kosullarina baglidir. Eger havalar serin ve nemli geçerse sonraki ilaçlamalara 15 gün araliklar ile devam edilebilir.
Zirai Mücadele Teknik Talimatlarina göre tavsiye edilen kimyasal ilaçlar(100 Litre su için):
Bakir Oksiklorür WP 50% (400 g)
Bakir Oksit WP 50% (400 g)
Bakir Kalsiyum oksiklorid WP 16% (1500 g)
Bromuconazole SC (100 g/l 30 cc)
Benomyl WP 50% (60 g)
Bitertanol SC 25% (50 g)
Bordo Bulamaci SIVI (1000+2000 g)
Bordo Bulamaci SIVI (500+1000 g)
Carbendazim WP 50% (30 g)
Captan WP 50% (150 g)
Captan FL 500 g/l (150 cc)
Chlorothalonil FL 500 g/l (200 ml)
Chlorothalonil + Carbendazim EC 450+150 g/l (240 ml)
Chlorothalonil WP 75% (150 g)
Cyprodinil WG 50% (30 g)
Cyproconazole EC 50 g/l (25 cc)
Cyproconazole + Captan WG 1+75 % (150 g)
Dichlofluanid WP 50% (200 g)
Difenoconazole EC 250 g/l (10 cc)
Dithianon WP 740 g/l (50 cc)
Dithianon WG 70 g/l (40 g)
Dodine WP 65% (100 g)
Dodine WP 500 g/l (80 g)
Fenarimol EC 120 g/l (30 cc)
Fluazinam SC 500 g/l (50 cc)
Folpet WP 50% (300 g)
Hexaconazole SC 50 g/l (40 cc)
Iminoctadine trialbesilate WP 40% (75 g)
Kresoxim-Methyl WG 50% (15 g)
Maneb WP 80% (300 g)
Mancozeb WP 80% (250 g)
Mancozeb WP 75 % (300 g)
Metiram Kompleks WP 80% (150-200 g)
Mycobutanil EC 125 g/l (40 cc)
Mycobutanil EC 245 g/l (15 cc)
Nuarimol EC 90 g/l (30 cc)
Nuaromil-Mancozeb WP 1+60% (150 g)
Penconazole+ Mancozeb WP 2.5+60% (100 g)
Propineb WP 70% (250 g)
Pyrimethanil SC 300 g/l (50 cc)
Tebuconazole WP 25% (25 g)
Thiram (TMTD) WP/WG 80% (200 g)
Thiophanate Methyl WP 70% (60 g)
Thiophanate Methyl WP 70% (60 g)